15 Kasım 2013 Cuma

Didem Dinç ile... "Ben bir bireyim" diyen tüm kadınlara selam...!

Haberi okumayan duymayan kalmamıştır heralde. Önceki hafta Femen’in twitter hesabından Türk kadınlarına bi çağrı yapıldı. Üstsüz fotoğrafla destek çağrısı. Ertesi sabah gazeteleri açtığımızda, hemen hemen hepsinde,  Didem Dinç adında genç bir kadının çağrıya destek olmak amacıyla Kadıköy’de, sokakta çektirdiği,  göğsünde Türk bayrağı resmi olan yanda gördüğünüz bu şahane fotoğrafla kaşılaştık. Şahane diyorum çünkü fotoğrafa baktığımda bana geçen duygu tam da buydu. Siz benim gibi düşünmek durumunda değilsiniz elbette. Kimse “aynı” düşünmek durumunda değil. Güzel olan da bu renklilik bence ki zaten her kafadan başka bi ses yükseldi. Farklı çevrelerden bir yığın farklı tepki gösterildi. Buraya kadar hiç bi sorun yok aslında. Hoşunuza gitmemiş olabilir, eleştirebilirsiniz, hatta samimiyetsiz bulabilirsiniz. Bundan da bi sorun yok bence. Fikrinizi beyan eder geçersiniz. Ne var ki bizde öyle olmuyor. Haklamadığımızı taşlamak, hatta çok afedersiniz ama boklamak gibi bi huyumuz var bizim. Eğitimi, ahlak anlayışı, dünya görüşü, yaşama biçimi ya da artık her neyse bizimle uyuşmayan her şeye çamur atmayı bırakıp, anlamaya çalıştığımız gün, daha güzel bi yer olucak Türkiye. Buna çok kalpten inanıyorum…ve bu koşullarda bu cesareti gösterdiği için, kendi adıma çoook teşekkür ediyorum kendisine ve diyorum ki “gözünün karası” hiç gitmesin...!

Tüm bu yaşananların ve  basında yer alan kimliğinizin dışında ve ötesinde sormak istiyorum Didem Dinç  aslında kimdir?

-Aslında sadece insan zaaflarıyla, öfkesiyle, iyi-kötü niyetleriyle belki fazla gözü kara o kadar. Bi de yönetmen olmayı hedefliyor  tüm bunların yanında.

Ben şahsi olarak samimiyetinize çok inandım; ama inanmayanlar için sormak zorundayım. Gerçekten tek amaç Femen’e destek vermek miydi?  Ünlü olmak için, dikkat çekmek için yapılmış stratejik bir hareket diyenlere cevabınız nedir?

-Eğer hayatımda hiç soyunmamıs biri olsaydım, bunu ilk kez yapıyor olsaydım tepkileri biraz daha anlaşılır bulabilirdim; fakat zaten yaklaşık 7 yıldır  nü modellik yapıyorum. Bu sokakta ilk nü calışmam değildi. Madem ortada bir amaç  uğruna soyunmak var;  bunu yapabilecek biri olarak neden destek vermeyeyim ki? Üstelik bunu yapan biz değil; bizi  bu şekilde dikkat çekmek durumunda bırakanlar utanmalı diye düşünüyorum. Çıplak doğuyor çıplak ölüyoruz, O zaman aradaki süreçte saklamaya çalışılan ne?

Peki gerçekten tamamen spontane miydi? Hiç durup düşünmediniz mi? Neticede Türkiye’de yaşıyoruz ve yaptığınız iş her şeyin ötesinde büyük bi cesaret işi. Gelecek tepkileri nasıl tölere edebileceğinizi hesap ettiniz mi öncesinde?

-Ne yaparsan yap, eleştiri adı altında aldıran bir kesim her zaman mevcut dediğim gibi.  ilk kez  soyunmadığım için ve az çok artık insanımızı bildiğim için, tepkiler beni durduramazdı. Femen'e destek olma fikri biraz spontane oldu  çünkü Türkiye için böyle bir oluşumda bulunmaları sürprizdi. Türkiye'de eylem gerçekleştirdikleri taktirde katılmayı çok istiyordum fakat; Türkiye'de oluşum sağlayacakları aklıma gelmemişti pek. 

Sonrasında daha da enteresan  gelişti. Femen’in attığı “ Tevrat, İncil ve kuran hep aynı boktur” twitinden sonra Femen’e verdiğiniz desteği geri çektiğinizi açıkladınız. Bu kararı alırken gerçekten atılan twite miydi tüm tepkiniz yoksa dışardan gelecek eleştiri ve hatta belki de saldırı boyutuna varabilecek şeylerden çekinmiş ya da korkmuş olabilir misiniz ?

-İnsanlar ve özellikle kadınlar üzerindeki  en buyuk baskıyı oluşturan  unsur elbette dinler. Ben de deistim  açıkçası; fakat dinlere küfür etme boyutunda bir yaklaşımda bulunmuyorum hiç bir zaman. Çünkü ben orada vücuduma "savaşa hayır" yazıyorum. "Dünya barışı" diyorum ama; dinlere inanan insanların görüşlerine küfür ederek saygısızlık edilmesinin de içinde yer almış oluyorum. Bu da  biraz  çelişkili  oluyor benim tarafımdan. Ne şekilde olursa olsun o inançlarla yetişmiş insanlar var. Ben benim çıplaklığıma saygı duyulmasını istiyorum fakat onların inancına saygı duymuyorum...mantıklı geliyor mu kulağa? Korktuğum nokta şu oldu, sadece şahsıma aldığım tehditler değil ailemi içeren tehditler biraz sarstı beni ve şaşırdım insanlardaki vahşet arzusuna.

Çok kısa bi süre geçti, belki bunu tartmak için erken ama gene de sormak istiyorum; özellikle de desteğinizi geri çektiğinizi açıkladığınız için,  Pişman mısınız? Yoksa o ana dönsek, aynı şeyi gene yapar mıydınız?

Desteğimi geri çektiğim için pişman değilim. Dediğim gibi, kendimize saygı istiyorsak herkesin düşüncesine saygı duymalıyız.  Karşılıklı tartışarak bir yere varmak farklı, küfürleşip saldırarak vahşet yanlısı olmak farklı şeyler.  Femen bugün çocuk tecavüzleriyle ilgili bir eylem yapsa, ya da  gerçekten dikkat çekilmesi gereken başka  bir konu olduğunda,  gene güzümü kırpmadan destek olurum. 



Bir de ailenizin bu konuda ne düşündüğünü çok merak ediyorum. Destek oldular mı?

-Ben bir bireyim şu  noktada verdiğim kararlar sadece beni ilgilendirir. Ailem  destek oldu ve olaya espiritüel bir yaklaşımları da oldu tabi, benim moralimi bozmamam adına dengeyi iyi sağladılar.  Zaten nü modellik yaptiğimi biliyorlardı ve şaşırmadılar eyleme destek olmama. Sanırım beni çok iyi tanıyorlar. 

Komik bi soru gibi gelebilir ama yapılan eleştiriler ağırlıklı olarak bu yönde olduğu için cevabı da çok merak edilen bi soru olduğu kesin. Sırf bu nedenle televizyon ve benzeri mecralardan teklifler aldınız mı?  Ya da alırsanız değerlendirmeyi düşünür müsünüz?

-Sırf bu sebep yüzünden teklif almadım; zaten televizyon sektöründe  7-8 yıldır kamera arkasında yer alan biriyim. Beni tanıyan bilen herkes nü modelliğimi de biliyor. Bu benim sakladığım bişey olmadı hiçbir zaman. Bu konuyla ilgili teklifte bulunacak olan zaten bulunuyordu. Bunun için böyle bir eyleme ihtiyacım hiç yok açıkcası. 


Yedi yıldır nü modellik yaptığınızı açıkladınız. Yaşınızı düşünürsek 18 yaşından bu yana bu işi yapıyorsunuz. Başlarken herhangi bir yönlendirme olmuş muydu yoksa tamamen kendi kafanıza esmiş bi şey mi ve neden?

- Yönlendirme değil spontane gelişen bir durum oldu. Çıplaklıktan rahatsız duyan biri olmadığım zaten bilinen bi şey. Bu sebeple bir neden yok aslında. Fotoğrafçı arkadaşlarım vardi ve nü model bulmak gerçekten büyük sıkıntıydı bir kaçı için ve ben de onlara poz vermeye başladım. İlk yıldan sonra da profesyonel hobim halini aldı. 

Toplum olarak belirli bi kesimi dışında tutarsak, biz aslında  çıplaklığından utanılarak yetiştirilen kız çocuklarıyız. Hala diz üstü eteğin bile sokakta tacize yol açtığı bi ülkede yaşıyoruz. Bir kadına saldırmak istenildiğinde  en kolay ve en ucuz yol bel altıyken, sizin için çıplaklığın tam olarak ne ifade ettiğini sorsam?

-Tam olarak ifade ettiği şey arınmışlık. Statüden sıyrılmışlık. Doğduğun gibi olmak. Çıplaksın ve hiç bir şekilde kendini ifade eden bir marka, apolet, tarz yok ortada ve kendini en iyi ifade şeklin o sırada sadece fikirlerin oluyor. 
Peki yaptığınız işi düşünce, aşık olduğunuz bi erkekten herhangi bir engel olma çabasıyla karşılaştınız mı hiç bugüne kadar ya da karşılaştığınızda tepkiniz ne olur?  

- Bugüne kadar yaptığım şeylerle ilgili hiç karşı çıkan biri olmadı hayatımda. Ben onlara saygı duydum her anlamda. Galiba bu sebeple de hep saygı gördüm.  "Yapmasan daha güzel olabilir fakat; bu senin seçimin, ben ne olursa olsun karışmam" diyen bir erkek arkadaşım olmuştu yıllar önce. O da kıskançlık. Her zaman az da olsa olabiliyor tabi, anlayışla karşıladım; ama yapmaya devam ettim. Genellikle hayatıma girerken benim ne yaptığımı ve nasıl bir yaşam tarzım olduğunu biliyorlar ve sonradan değiştirmeye çalışmaları çok manasız olurdu. Beni tanıyarak sevgilim olan bir insan neden tanıdığı insanı değiştirmeye çalışır ki zaten. Kafalarındaki normlara uymuyorsam uyan biriyle birlikte olurlar hepsi bu kadar basit aslında.

Hayat mottonuz? 

- Ne yaparsan yap, iyi biri olarak yap ve asla pişmanlık duyma!.   

Boşluk doldurma oyunu :))

-Biri bi şeye yasak diyince ;  NEDENİNİ MERAK EDERİM; MANTIKSIZ GELİRSE  içimden GÜLMEK gelir!

Birine derdimi bir türlü anlatamadığımda ;  ANLAMAMAKTA ISRAR EDİYORSA SUSMAYI TERCİH EDERİM.

En son NİETZSCHE AĞLADIĞINDA okudum.

En son ANNA KARENİNA izledim.

En çok BABANNEMİ özledim.

En son rüyamda HERKESİN TABUTLAR İÇİNDE OLDUĞU BİR DÜĞÜN gördüm.

Ve "Tanrı erkeği yarattı!" cümlesini duyunca aklıma TOBY KEBBELL gelir.

5 yorum:

  1. Kalemine,yüregine saglik guzel İNSAN.Cümlelerin hiç bitmesin.Rengarenk güzel bir Dünya'ya... (Didem Dinç)

    YanıtlaSil
  2. Bu ne güzel bi sürpriz oldu :) yorumu okurken yazanın "sen" olabileceğini hiç tahmin etmedim parantezin içini görene kadar :) Tekrar çook teşekkür ediyorum en çok da duruşun ve cesaretinle " ışık " olduğun için!

    YanıtlaSil
  3. röportajların bir harika oya.. Çok iyisin, bir tarzın var :)

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederimm Miss Tiffany ;) seninle olan da çok keyifliydi...

    YanıtlaSil
  5. Like my friend used to say "it happening" :)

    YanıtlaSil