Hepimiz için, her haliyle zor.
Ne var ki “bazılarımız” için iki kat daha zor.
Misal “öteki”ysen.
Çizilen kalıbın dışına milim uzat bakalım kafanı.
Ne oluyor?
O meşhum “kelle koltukta” deyimi asıl manasını o zaman buluyor.
İster inanın, ister inanmayın.
İstediğiniz kadar karşı çıkın, ya da görmezden gelin.
Böyle bi gerçek var hayatımızda.
Evrensel ahlak yasası denilen şeye riayet etmiyorsanız, onların çizdiği yoldan gitmiyorsanız, çobanın kavalına kulak
tıkıyorsanız, güdülmeye itiraz ediyorsanız, herkesin kravat taktığı yerde gömleğinizin üstten iki
düğmesi açıksa, herkes hazır ol komutuna uyarken, siz sol ayağınızı sağ ayağınızın biraz önüne çıkarttıysanız…
Yandınız.
Nasıl, ne şekilde olduğunun da bi önemi yok.
Bi şekilde onların dairesinin içinde “çıkıntı” oluyorsunuz.
Ayrık otu muamelesi görüyorsunuz.
Onlar için tehlike arz ediyorsunuz.
Mızıkçı hatta “eylem-kırıcı”sınız.
Hadi ordan! Diyorum hepsine.
Kusura bakmayın ama; halt ediyorsunuz.
Burası dünya.
Yok öyle “başka bi dünya”
Burası hepimizin evi.
Hepimiz tuvaletimizi burada yapıcaz.
Hepimiz kendimizi burada temizliycez.
Burada arınıcaz.
Hepimiz burada ağaç dikecek, hep birlikte gölgesinde
serinliycez…
Hepimiz şahane bir halının eşsiz desenleriyiz.
Ve sen gelip, benim çizdiğim deseni karalamaya çalıştığında,
beni değil, kendini karalıycaksın aslında.
Yalnızca anlaman biraz zaman alacak.
Ama olacak.
Bu maçı alıcaz!
Başka yolu yok. J
Aşağıda okuyacağınız bir transeksüelin hikayesi.
Kendi gerçeğini yaşayamayan, saklanmak zorunda kalan, kendi
bedeninin ve duygu dünyasının keyfini hür iradesiyle süremeyen gencecik bir üniversite
öğrencisinin hikayesi.
İstediğin kadar kafanı kuma göm.
İstediğin kadar aşağılamaya ya da görmezden gelmeye çalış.
O var!
Hep var olması dileğimle…
Missstiffany.
Neden üç “s” li? JAaslında Miss Tiffany olarak ele alırsak bir trans güzellik yarışmasının adı. E bende de güzellik kompleksi var, fakat bu s'ler karışacak bunu biliyorum. O sıralar yalan dünya'da nurhayatın bir repliği geldi aklıma. 3S kuralından bahsediyordu. Ona da istinaden ben 3's' li olmayı seçtim... Hatta buna istinaden bir yazı bile yazmıştım.http://missstiffany.blogspot.
etmis.html
Kaç yaşındasınız?
- 20. Ay gençliğimin başındayım ama genç kızlığımı yaşayamıyorum burada.
Üniversite öğrencisisiniz bildiğim kadarıyla. Ne okuyorsunuz?
-Trans olduğumdan ötürü bu soruya cevap versem kendimi ifşa etmiş olurum. Nokta atışı yaparmış gibi :( gizlilik konusunda baya takıntılıyım da..
Tercih diyenler var, eğilim diyenler var, tamamen doğuştan geldiğini iddia edenler var. Sizin cinsel kimliğinizde belirleyici olan bunların hangisi sizce? Transeksüellik sizin tercih edeceğiniz bişey miydi? Hele ki böyle bi toplumda.
-Aslında doğuştan ama sizin bu duyguları ne zaman anlamlandırabileceğinizle alakalı olarak sonradan olmaymış veya tercihmiş gibi anlaşılabiliyor.
- Ayol diyordum küçükken :D tamamen adım kız'a çıkmıştı ama rencide eder gibi söylüyorlardı. Ya bir de inkar edicem ama bir yandan da kız olarak nitelendirilmek beni içten içe mutlu ediyordu. Karşı koyamadığımdan kendime kızdığım oldu. Hayır kendimi kabullendim fakat dış dünyadan da bunu saklamamın gerektiği bilincindeydim. "düzelmek(!)" için üniversite çağını beklediğimi, öncesinin erken olduğunu ya da derslerimi etkileyeceğini söyleyerek milleti kandırırdım.
İlk kiminle paylaştınız peki ve o an paylaştığınız o insanın gözlerinde ne gördünüz?
Paylaşmadım ki :) bir ara şakayla karışık söyler gibi oldum anneme, o gerizekalı da kendini erkeklere mi kullandırmak istiyorsun demişti. Ne güzel ben senle gururlanırken niye yüzümü öne eğmek istiyorsun
dedi. Ki etrafta parmakla gösterilen örnek bir yaşam biçimiyimdir. Sürekli olarak pohpohlanırım böyle ahahahaha egom benden daha büyüktür hatta.
Nasıl bir ailede yaşıyorsunuz?
-Babam ve annem ayrı. Baba tarafıyla üniversite masraflarım için zoraki olarak görüşüyorum. Dedem(baba tarafı) beni erkek doğduğum için ayrıca sevdiğini söylemişti. Öğğğğkk.. Penisimi yollayacağım onlara, baksınlar kavanoz içinde. Beni rahat bırakmayıp seviyormuş numarası yapıyorlarsa sırf erkek zannettikleri içindir.
Yaşadığınız zorlukları tahmin ederek soruyorum bu soruyu. Çok sert duvarlara çarptığınızda, canınız çok yandığında kendi içinizde gel-git yaşıyor musunuz hala? Bastırmaya çalışmak ya da ne bileyim “ Lanet olsun, kendi içimde boğulup kalayım, bunlarla baş edilmez” gibi iç isyanlar yaşıyor musunuz? Oluyorsa o ayaklanmaları nasıl bastırıyorsunuz?
-Oluyor valla olmaz mı :) bazen gey bir erkek olmanın nispeten daha
kolay olduğunu da düşünüyorum. Aaaah anamın karnından erkek olarak doğaydım ahahahahh(burada ironi yapıyorum) müzik dinliyorum, yalnız kalıyorum, vitrindeki kıyafetleri kombinleyip kendi üzerimde hayal ediyorum. Bana hanfendi diyen bir dünyanın hayalini kuruyorum falan. Ay keşke erkek olaydım tüh görüyon mu ehehehehh esprisi de beni oldukça güldürüyor.
-Ay kesinlikle var canım bizi eşcinsel zannedenler de var.Eşcinsellik farklı bir şey. Trans diyorlar travesti ve
transseksüelliği tek çatı altında mı ne topluyorlarmış aktivistler :)transvestizm karşı cinsin kıyafetine ve kılığına bürünerek o rolden haz almaktır ki bu kişilere ameliyat falan hiç işe yaramaz hatta pişman olabilirler. Transseksüel ise benim, cinsiyetimle bedensel açıdan fizyolojimde sahip olduğum cinsiyetin uyuşmaması. Ya da
toplumsal cinsiyet normlarına uymakta aşırı güçlük.
Peki siz ameliyat olmayı düşünüyor musunuz bi gün? Kendinizi tam olarak nasıl bir bedende hayal ediyorsunuz? Daha bugün blogunuzda epilasyon imtihanınızı okudum J
-Aslında bakarsan deli gibi korkuyorum ameliyattan. Ya ben epilasyondan da korkuyodum da yine ucuz atlattım hani. Ben daha çok doğallığı seven biriyim. Mesela arjantin ve tayvanda sadece bir dilekçe ile nüfus kayıtlarınızda cinsiyetinizi düzeltebiliyorsunuz. E üreme hücreleriniz durduğundan yapay yollarla çocuk sahibi de olabilirsiniz. Hormon ve ameliyat özgürlüktür fakat cinsiyet değişimi için zorunlu tutulması bence faşizmin ve heteroseksizmin kadın ve erkek kalıbının topluma dayatılmasının bir sonucu.
Aşk desem…? İlişkilerinizi nasıl yaşıyorsunuz? Yüzünüzü sakladığınız için soruyorum. Daha çok “dar alanda kısa paslaşmalar” şeklinde mi J Mesela randevulaştığınızda yanına giderken mutlaka süslenmek istiyorsunuzdur…tüm bunları nasıl yaşıyorsunuz?
-Ah ahh gerçek hesaplardan gerçek insanlar. Ulaşıyorlar bana. Yahu
diyorum ki sadece yazdıklarım var nasıl aşık olabiliyorsunuz bana? Ki bana aşkım dedikleri sürede de kimliğim ve görüntüm hakkında da hiç bir şey bilmiyorlardı. Sadece kendimden bahsediyordum biraz. Şu blogu açtığımdan beri üç sevgili eskittim ben :D ama hiçbiriyle de buluşmadım, yani trans kıyım ülkesi bura! yaşadıklarımın hiçbirindeki kahramanlar bana aşkım demedi! Bu yüzden aşkım demedim onlara, ama onlarda da bir lgbt'lik yok değildi.Vazgeçemezlerdi benden kolay kolay. Hepsinin de gözünü annem korkuttu zamanında, ah o anneeem ahahahahhhh :D Blogdan önceki üç ilişkimde annem onların haddini
bildirmişti sadece kötü örnek arkadaşlar olduğunu düşündüğü için, sevgililerimle yakın arkadaş numarası yapıyordum.Ama aşksızlık bende farklı etkilere yol açıyor :D Bazen kendime çok gülüyorum. Ay bir de süslenmek demişsin kız valla canımın derdindeym ben sakal bırakıyom daha ahahahahhh.. Yaşamam bir kıl yumağına bağlı(kısacası) şaka gibi ya!
Türkiyede kadın olmak böyle zorken trans olarak yaşamanın zorluklarını tahmin etmek öyle kolay ki…en basitinden diyeceğiniz bir anınızı anlatmanızı istesem…
- Bir sürü var. Hergün var. Ama en çarpıcı olan son hikayelerimden biri. Kız kuzenim ve sevgilisiyle havuza gidiyoruz. Ben erkekler soyunma odasına giriyorum, biraz iridir göğüslerim kendiliğinden, sütyen takamıyorum ama bu güzel bişey bence :D aslında erkeklik bana özgürlüğümü sağlıyor. Özgür ve rahat olabilmek adına kıl ve penise muhtaç olmak!!!!!!.... Ha bir de sakallarımı kesip vücudumu traşladıktan sonra kısa şort ve saçlarımı salmış halime bir de ince bir tshirt giydikten sonra çoğunlukla bakşların üstümde olması, hatta bazıarının ses tonunu ayarlayamayıp aaaa ay kız gibiiee ayneaağğğnn ya da top falan demesi. Bir de bunları annem de duyuyor. Siz düşünün. O kadar inkar edişim boşa gidiyor yani. Kadına söyledikten sonra inkar ederken giyim tarzımla ilgili içten içe bunları düşündüğün için sana oyun etmek istiyorum dedim, bir de aklım kızlarla ilgili çok karışıkmış gibi yaptım. Ay tüh bunca şey boşuna gitti. Ama özgürlüğüm benim için cinsiyetim kadar değerlidir. Yoksa üniversiteye gidemeyebilirdim belki tam da kazanmışken!
Peki en zoru ne sizce?
-Erkek rolü yapmak, kendi kadınlığını inkar etmeyi isteyecek kadar korkmak!
ben olsam şöyle yapardım deyip içimden acıyorum öyle tiplere. Biraz kurt bir kadınım :) çok fazla kız arkadaşım olduğundan aslında içlerini bilirim. Annemin arkadaşlarıyla da iç içeyizdir biraz. ahahahh biraz "kadınlık" bilirim yani. İçimdeki duygular birden patlamış gibi olmaz yani, mesela dışarı asla mini kot etek file çorap çizme ve askılı body üstüne takılmış valiz gibi bir çantayla falan çıkmam :D hatta ya çok dengeli giyinirim ya da biraz maskülen bir tarza da kaçabilirim :) moda benim için aşk <3 etrafımdaki insanlar yorumlarımı ciddiye alır.
Blog yazmaya nasıl karar verdiniz; tamamen bir boşalma yöntemi mi? Bu soruyu cinsel kimliğiniz üzerinden sormuyorum kesinlikle. Yazmak yazan herkes için belki de bi çeşit mastürbasyon. Bunun ötesindeki nedenleri merak ediyorum; “öyle…canım istedi yazıyorum” mu? Bi amaç güdüyor musunuz?
-Blog aklımdaydı. Gey bloglarını okurken hiç bir trans blog yoktu. O aralar da kaan arer'ciğimin bloguna anonim yorum attım. O da bana dedi ki blog yaz. Heh ihtiyacım olan gaz buydu. Aaa yeni mail adresi yeni blog, sayfa açarken yazı gönderemedim ilk başta. Mobil ve e-posta ayarlarını yaparken bile çile çektim, telefondan olmuyordu. Yazın tatildeyken gözümü kararttım google chrome nin gizli sekmesinden girdim bütün herşeyi halletim. Sırf telefondan post gönderebilmek adına yaptım bunu. Detaylı fatura isteselerdi sonum olurdu bu, düşün
ne risk ama. Sonralarda ise wi fi olan bir kafeye çömmeye(öhöm eheheh) başladım, oradan yazıyorum yazılarımı. Ve blogum bilgi açısından kaliteli olmalı, tercih edilmeli ve insanları aydınlatmalı gibi misyonlara sahip. Blogun üst menüsünde(ahhh o css i ayarlayana kadar canım çıktı) kesinlikle okumalısın sekmesini okuyucularım kesinlikle
okumalılar :)
Azınlık ya da “öteki” olanın doğası protest olmaya daha yatkındır her zaman. Daha asi, daha başkaldırandır. Bu anlamda üye olduğunuz ya da bi şekilde desteklediğiniz, destek aldığınız bir sivil toplum örgütü var mı?
-Freelance çalışmak tek adam olmak bence bir karizma unsuru. Bunu koruyarak, aynı zamanda tek kişilik bir dernekmişçesine diğer oluşumlarla/kişilerle iletişime geçmek daha çok hoşuma gidiyor. Gizli kahraman stili :D azıcık maceraperestimdir. Hayatımda da bunu dozunda yaşamayı severim.
Hayal kurarken kendinize set geriyor musunuz? Bi gün Anne olmayı hayal edebiliyor musunuz mesela? Evlat edinmek ya da başka bi türlü bi şey…?
Yooo, hatta bir ara baba olarak hayal ediyordum kendimi ama trans oduğumu anlamadan/kendimi inkar ettiğim süre içinde.. Ki o da kendimi heterosesist yaşama uydurabilmenin hayaliydi. Çok boş hayallermiş ama
çoook :D ben kadınım yahu nasıl baba olayım? Kendini yok sayabilenlerden değilim ben..
Daha uzun vadali gelecek beklentileriniz neler ? Bu hayat size ne versin? J
-Lgbt hakları versin, alanımda veya güzelliğimle alakalı başka bir işte duyulayım falan. Ay her genç kızın hayallerinden bir tutam işte.
Peki siz bu hayata ne(ler) vermek istiyorsunuz?
Daha fazla eşitlik ve diğer bütün translara önayak olabilecek müthiş ve temiz/doğru/doyurucu bilgilerle dolu bir blog yazıyorum. Zorlanmasınlar :(
Mutlaka görmek istediğiniz bir tren garı? Yanınızda kim olsun?
Ay o tren st.tropeze gitsiin, sevgilitoşcuğumla birlikte olayım ve plajlara eğencelere akalım, geceyarısı partilerde buz gibi denizlere atlayalım ve ben her zamanki gibi en derinlere doğru yüzeyim. Eskiden korkardım, şimdiyse deniz beni koruyor, sanki benim evim gibi. Suyla uyumlu olursanız sizi asla boğmaz.
Almadan ölmek istemiyorum dediğiniz o konser bileti kimin?
-Lady Gaga ve Madonna!! Rihannanınkini almıştım. Ama ayakta beklemesi falan eziyet yaa :(
Tanışmazsam bi gözüm açık gider dediğiniz o adam/kadın?
Ay bir çok yakışıklı ve genç adam için öyle ahahahah, kadın ise ... Aslında ne kadar insan tanırsan o kadar iyi :) hepsi iyi ya da kötü birer kâr
Tutunmak bana güç veriyor dediğiniz o el?
-Kendim. Ve her ay ailemin gönderdiği para. Bir de blogum ve onu gittikçe daha güçlü bir hale getirebilmem :) Ha bir de beni seven o dünya tatlısı insanlar. Hepsini/hepinizi öpüyorum muahh :)
Tek kelimeyle...
Kurbağa? Biyoloji
Gezi? Özgürlük
Pembe? Şirin
Erdoğan? IYYYHHK!
Akvaryum? Balık
Missstifffany 'yi daha yakından tanımak istiyorum diyorsan da orası burası
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder